ANTİBİYOTİK DEYİNCE AKLINIZA NE GELİYOR?

Hepimiz çocuk yaşlarda bir defa da olsa antibiyotiklere maruz kalmışızdır. Erken yaşta kullanılan antibiyotikler doktor tavsiyesi olmadan alınmamalıdır. Genel olarak bakteri kaynaklı enfeksiyonlarda kullanılan antibiyotik ilaçları bakterilerin üremesinin yavaşlatılması veya tamamen öldürülmesi amacıyla kullanılır.

Günümüzde kullanılan antibiyotik formları sıvı (şurup formu), katı(tablet formu) veya suda eriyen şase formunda kullanıma uygundur. Peki geçmişten günümüze antibiyotik kavramı nasıl oldu da bu kadar önemli bir hale geldi.

İngiliz Alexander Fleming bakterilerin üremesi hakkında araştırmalar yapan bir bilim insanıydı. Araştırmaları henüz bir olumlu sonucu varmasa da bazı başlıklarda önemli işlere imza atmıştı. Bilim tesadüfleri sever ya Fleming bir gün çalıştığı petri kabının ağzını açık unutmuştu. açık unuttuğu petri kabının bir bölgesinde bakterilere duyarlı küf mantarı üremesini gözlemledi. Küf mantarını incelerken bu mantarın Penicillium Notatum adlı mantar olduğunu tespit etti. Petri kabındaki jöle formundaki yapıya ise penisilin adını verir. Araştırmalarında küf mantarı ile penisilinin farkını ayıramaz ve gelecekte keşfedilecek olan penislin daha doğrusu antibiyotiğin yolunu açar.

Hastalığa yol açan mikroorganizmaları bakteri, virüs ve mantar olarak tanımlarız. Antibiyotikler sadece bakterilerin yol açtığı hastalıkların tedavisinde kullanılır ise etkili olur. Geliştirilen ilaçlar bakterinin hücre duvarı ile savaşarak ya duvarı yok etmeye çalışır ya da hücre duvarı biyosentezine etki eden b-laktam sentezlemesine yardımcı olur. Virüslere etki etmemesinin sebebi virüs yapısının belli bir yaşam formunda olmaması ve bir vektör olmaksızın pasif durumda olmasıdır. Dolayısıyla henüz aşı dışında bir tedavi şansı yaygın olarak kullanılmamaktadır.

Antibiyotiğin keşfi sağlık alanında önemli bir basamağın atlatılmasına önayak olmuştur. İlerleyen yıllarda kullanılan penisilin yapısının düzensiz kullanımı tedavilerde faydadan çok zarar vermeye başlar. İnsanların bilinçsiz bir şekilde ilaç kullanımı sebebiyle, geliştirilen antibiyotikler terapötik etkiyi gerekli miktarda vermemeye sebep olur.

ANTİBİYOTİK DİRENCİ

Hataların daha önceden düzensiz ve bilinçsiz kullanılan ilaçların vücutta etkisi giderek azalırken benzer özellikteki antibiyotiklere direnç sağlarlar. Direnç oluşumu hastada eşdeğer ilaçların verilmesinin önünü kapatarak tedavi şansını zorlaştırır ve ölümcül düzeyde enfeksiyonun ilerlemesine sebep olur.

Maliyet olarak da hem hastayı hem hastaneyi hem de bilim insanlarının yüksek bir maliyet altına sokar. Eski bir kuşak antibiyotikten yeni bir kuşak üretilmesi hem zaman olarak yavaş ilerlerken hem de maddi bir zarar oluşturur. Ayrıca eğer bulaşıcı enfeksiyon varsa hem hasta yakınlarına bulaşma riskini arttır hem de yatılı olarak kaldığı hastanede enfeksiyonu başka hastaya bulaştırma ihtimali doğar.

ANTİBİYOTİK TÜREVLERİ

-Penisilin türevleri = Genel olarak dünyada ilaç direnci oluştuğu için artık tedavi edici olarak kullanılmayabilir.

-Amoksislin/klavulonikasit

-Ampisilin

-Azitromisin

-Sefuroksim

-Gentamisin

-Netilmisin

-Tobramisin

-Teikoplanin

ANTİBİYOTİK NELERİ TEDAVİ EDEMEZ ?

  • Antibiyotik ağrıyı dindirmez, burun akıntısını, öksürüğü hafifletmez.
  • Antibiyotikler ateş düşürmez.
  • Her antibiyotik her hastalıkta kullanılmaz.

Yetkili sağlık kuruluşları dışında ve doktor tavsiyesi dışında eczacınızdan antibiyotik türevi ilaçları lütfen talep etmeyiniz. Antibiyotik bir çözüm değil tedavidir.

Yorum bırakın